Yazım
Yazım
AİLE BÜTÜNLÜĞÜNÜN KORUNMASI ARAŞTIRMA KOMİSYONU KAPANIŞ RAPORU
Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun değerlendirilmediği ölüm programı, TBMM Tören Salonunda çalışmaktadır.
Komisyon Başkanı ve AK PARTİ Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, 14 Ocak 2016 tarihinde yaptığı konuşmada, Meclis'te bulunan dört partinin ortak kararıyla oluşturulan komisyonun çalışmalarını tamamlayarak, hazırlanan rapor TBMM Başkanlığına sunulduğunu ifade etti.
Bilgi veren Keşir hakkında komisyon çalışmaları, “Komisyonumuz, ailenin birliğinin korunması ve boşanma olaylarını; aile bireyi meydana gelen eşler, çocuklar kadar aile büyükleri, kardeşler, yakın akrabalar, engelli aile bireyleri ve yaşlılar başta olmak üzere bütün unsurlarla bütüncül olarak ele alınmayı hedeflenmiştir. Ailenin bir üyesinin yaşadığı sorunlar ile koruyucu, rehberlik eğitimi de alınmıştır. Kadın ya da çocuk hakları savunmayla aile bütünlüğünü savunmak asla birbirinin alternatifi olarak görülmemelidir” diye konuştu.
Çalışmaları sırasında, aileyi sorunlarıla değil, çözümlerle gündem planlama hedeflediklerini, aile birliğinin, sağlıklı bir şekilde çözülerek korunmasını, boşanma aşamasına gelinmesi halinde ise bunun en az sıkıntı ile yaşadıklarını ve insanların etkilenmesinin önüne geçilebilmesi amacıyla gördüklerini dile getiren Keşir, elde edilen bazı bulgular hakkında bilgi verdi. Keşir, belirtilerini ifade etti: “Türkiye Aile Yapısı Araştırmaları'na göre; Ailelerin en fazla “iletişim” konusunda sorun yaşadıkları ortaya çıkmış, bu alanda yapılması gerekenlerin incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Aile bireyleri konuşarak değil, sessiz kalarak, küserek ifade etmektedirler. Bu durumda sorunlar çözülememekte; aile, çözümün değil, sorun merkezi haline geliyor. Aileyi bilgilendirme ve ayrılma sorununun yayılması amacıyla Aile Eğitim Programlarının ve Aile Danışmanlığı hizmetinin yaygınlaştırılmasına önem verilmektedir.
Aile bütünlüğünün kadınlara yönelik şiddet konusunda çeşitliliklerine göre hukuksal düzenlemelerin yapılması anlaşılmaktadır.
6284 sayılı Kanunun uygulanması sırasında bazı dağıtım mevzuatı düzenlemesi ile yapılması gerekmektedir. Aynı şekilde boşanma ile ilgili çeşitli düzenlemelerin yapılması önem arz etmektedir. Boşanma sürecinin eşlerinin ve varsa öğrencilerin olumsuz etkilenmesi sırasındaki çatışma çözümleyici bir perspektifle ele alma ve boşanma süreci danışmanlığının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu 175'inci maddesine göre yoksulluk nafakası süresiz. Söz konusu yayılma süresiz bir şekilde devam etmesi ve ilgili kapsamlı çalışmalarıyla farklı aralıklarda çalışma gibi süre kısıtlaması sağlanması esasları.
Türk Medeni Kanunu uyarınca, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliğinin temelden sarsılmış sayılacağı ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verileceğinin yer aldığını hatırlatan Keşir,”Ancak hükümde geçen üç yıllık bekleme süresinin günümüzde son derece uzun olması, özellikle dava ve temyiz sürelerinin tamamı göz önüne alındığında bu durumun taraflar arasındaki uyuşmazlığın artması ile uygulamada mağduriyetlere ve hatta çatışmanın devamına yol açması
nedeniyle anılan sürenin bir yıl olarak değiştirilmesi yönünde mevzuatta düzenleme yapılması önerilmektedir” dedi.
Boşanma süreci ve sonrasında ebeveynlerin çocukların velayeti konusunda da sorun yaşayabildiklerinin altını çizen Keşir, çocuğun yüksek menfaati göz önüne alınarak çocuk teslimi ve çocukla şahsi ilişki tesisine yönelik mahkeme kararlarının infazının icra dairelerinin görev alanından çıkartılması gerektiğini vurguladı.
Raporda medyanın aile üzerindeki etkisinin de detaylı bir şekilde ele alındığını aktaran Keşir, “Televizyonun yanı sıra, henüz bilimsel araştırmalara yansımasa da sosyal medya, aile hayatını etkileyen en önemli unsurlardandır. Sosyal medya bağımlılığı, aile içi iletişimi olumsuz etkilemekte, aile bireyleri internette fazla zaman geçirmeye başladıkça yüz yüze iletişimde kopukluklar olmaktadır. Bu süreç farklı etmenlerle birlikte bazen boşanmaya kadar gitmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Keşir, medya ve aile ilişkisinde, medyanın topluma karşı sorumlu olmasının unutulmaması gerektiğini dile getirerek,
”Diziler, filmler ve programlarda olumsuz rol modellere yer verilmemesi, aileye ilişkin yanlış mesajlar olmaması için öz denetim gerekmektedir. Aynı zamanda aileye duyarlı yapımlara, yayın ilkelerini titizlikle uygulayanlara yönelik teşvik uygulamaları da yapılmalıdır.” dedi.
Sağlıklı ve güçlü ailenin, sağlıklı, güçlü bireyler ve toplum anlamına geldiğini ifade eden Keşir, şöyle devam etti:
“Mahiyeti ve yapısı bakımından aile, tarih boyunca tüm toplumlarda değişime uğramıştır. Siyasal ve ekonomik hayatın zamanla gelişimi, sosyokültürel değişimler, yapısı ve kapsamı itibariyle aile olgusunda da değişimlere yol açmıştır. Önemli olan kadim doğrulardan vazgeçmeden, zamanın ruhuna uygun, yeni gerçekleri göz ardı etmeden, yeni mekanizmalar üretilmektedir.
Her evlilik aile değildir. Sadece bir evi, duvarları, odaları, bir bütçeyi, ev içi görevleri ya da 24 saati paylaşmak değildir aile olmak. Bulaşığı kimin yıkayacağının, ütüyü kimin yapacağının, çocuğu okula kimin bırakacağının, tanımlanması da değildir aile olmak. Evliliği sadece kadının kendine bakacak, erkeğin ise ev işlerini çekip çevirecek birini bulması olarak tanımlarsak, baştan yanlışa düşeriz. Çözüm üretemesek de bazen, hatta anlamasak da, dinlemek, dert ortağı olmaktır aile olmak. Zaman zaman fikir ayrılıklarına düşsek de bir masada yemek yemek, televizyon kumandası için kapışmak, hasta olana ilacını getirmek, ‘ayaktayken bir çay da bana koy’ diyebilmektir aile olmak.”
TBMM İdare Amiri ve AK PARTİ Çorum Milletvekili Salim Uslu ise Komisyonun başarılı ve önemli bir çalışmaya imza attığını, raporda belirtilen hususlar doğrultusunda yapılması gerekenlere ilişkin üzerlerine düşen görevleri yerine getirmeye hazır olduklarını ifade etti.
Uslu, Komisyon Başkanı Keşir’in aile konusunda Meclis’te bir ihtisas komisyonu kurulması önerisini yerinde bulduğunu belirterek, sağlıklı ailelerin, sağlıklı bir toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy ise aile bütünlüğü konusunu öncelikli olarak gündemlerine aldıkları ve buna yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirterek, değişen sosyal,kültürel ve ekonomik değerler doğrultusunda çalışmalarına devam ettiklerini söyledi. Ersoy, ’Aile medeniyetimizin de en güçlü dayanağı. Sahip olduğumuz medeniyet değerlerimizin geleceğe aktarılması için en önemli kurumsal varlığımız.’ dedi.
Konuşmaların ardından, komisyon çalışmaları kapsamında Türkiye’nin çeşitli illerinden belirlenen yedi aileye ‘Örnek Aile’ plaketi verildi.
Bu çerçevede, Özgecan Aslan’ın ailesine, bağımlılık konusunda sosyal projelerde yer alan oyuncu Haluk Piyes ve annesine, kızlarına akciğerlerinin birer parçasını veren Tarzan Başar ve Ergül Başar çiftine, müzisyen çift Eda-Metin Özülkü’ye, Ordu’da üç çocuğu olan ve aynı zamanda üç çocuğa koruyucu ailelik yapan Neşe ve Hamdi Sezgin çiftine, Düzce’de 38 yaşında eşi vefat ettikten sonra üç çocuğunu büyüten ve meslek sahibi yapan Türkân Yağmur’a ve 61 yıllık evli İstanbullu çift Gülten ve Ramazan Büyükboyacı’ya plaket sunuldu. Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan tarafından törende yapılan kısa konuşma konukları duygulandırdı. Aslan, ‘’Aslında ben Özge’nin babasıyım ama beni doğuran, kızımdır demiştim. Ben onun dünyaya gelmesi için dünyaya gelmişim. Sevgiyle güzel şeyler yapmak mümkün.’’ dedi. Toplumun geleceğinde kız çocuklarının eğitiminin önemine işaret eden Aslan, bu noktada herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi. Aslan, başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere bu alana duyarlılık gösteren tüm milletvekillerine teşekkür etti.
Komisyon Başkanı Keşir ise ‘’Kız çocuklarının şahsiyetlerini babalarının inşa ettiğine inanan biriyim. Benim şahsiyetimde babamın önemli bir yeri var. Özgeçmişimin altında ne varsa aslında hepsi baba- min eseri.’’ ifadesini kullandı. Programda, Şirin Pancaroğlu Topluluğu tarafından Aile Bağları konseri verildi.
MAYIS / 2016