Anasayfa | Yazım

Yazım

Yazım

DİJİTAL AİLE OLMAK


İletişim teknolojileri geliştirilmeden, aile kurumu arasında hep bir çatışma yaşandı. Bizim kuşağımız bu deneyimi televizyonun hayatımıza devam etmek ile yaşadı. 70'li yılların başında televizyonda, evlerimizin baş köşesinde yer çalışmaya başladığında ailelerinde bu sihirli kutudan tedirgin oldular. Tanımadıkları kişilerin, evlerinin ta içine girerek insanlara mesaj bırakacakları kaygısıydı bu. Kimi ailelerin evlerine televizyon çalışmaya uzun bir süre direndiler. Zannettiler ki sihirli kutu eve girmezse çocuklarını olası tehlikelerden koruyabilecekler. Fakat aradan geçen yıllarda, birer birer o evlere televizyon giriverdi. Televizyonumuzun hayatındaki süreç bize gösterdi ki iletişim teknolojilerini yok saymak, onun olası tehlikelerden kurtulması için doğru bir yöntem değil. Evde erişilemeyen teknoloji, komşuların evleri ve kahvehaneler sayesinde hayatımıza girdik. "Eve televizyon almam." diyen ailelerin hemen hepsi geçen yıllarda beyaz kutuyu evlerine misafir yaptılar ve hatta bazı çocuklarının "televizyonculuğu" meslek olarak seçti ve televizyondan ekmek yer hale geldi. 40 yıl önce televizyon için yaşananların benzeri bir süreç şimdi internet için yaşanıyor. İnternet ve beraberindeki sosyal medyayı hoyratça kullananların yanı sıra, kullanmayı bilmedikleri ve hatta hiç tanımadıkları bu alan yok saymaya çalışanlar da mevcut.

GAYR-İ NİZAMİ BİLİŞİM

İnternet ve sosyal medya, henüz sağlam bir yasal mevzuata sahip olmadığı için tamamen gayr-i nizami bir gidişata sahip. Yasal mevzuatı açıklayarak sadece sansürü öğrenmek isteyenler ABD ve Avrupa ülkelerinden örneklere baksınlar lütfen! Bir dönem bir reklam sloganı vardı "Kontrolsüz güç, güç değildir." diye. Kontrolsüz güç, çok zaman bir felaket de olabilir. İnternetteki aile paketi uygulamaları tartışmalarında hemen sansüre çekmenin çıkarcı bir popülizmin, kapitalizmin varlığından başka bir şeyin olmadığını gördüğümüzde.

İnsanlara seçenek sunmak en büyük özgürlüktür, internet kullanımında da böyle... Kişi, beğeni ve güce göre mümkün olan seçeneği kullanabiliyorsa orada gerçek özgürlükten bahsedilebilir.

SOSYAL MEDYAYI YOK SAYMAK

Sosyal medyayı yok saymak, 40 yıl önceki televizyonu yok saymak hükmündedir. Hatta daha da trajikomik sonuçlar doğurabilir. 40 yıl önce, eve aldığınız televizyona -özellikle ilk yıllarda- satın alma değeri ve yaygınlık açısından erişim pek kolay değildi. Belki bunu internetin ilk yılları için de iptal edin. Artık 2014'te biz ve toplu taşıma araçlarında dahi internete erişim o kadar kolay ki... Öyle büyük makinelere, cihazlara da gerek yok. Orta halli bir cep telefonu ile artık tüm dünya ellerinizde. Elbette çok büyük flaş da var, kazancı da... Bu sayımızın içeriğinde sosyal medya kullanma kılavuzunu sizler için hazırladık. Sloganımız da "Yok saymak yerine güvenli kullanım.". Özellikle anne babalar, 'yasak koymak, eve internet almamak gibi dağıtmak, öğrenmenin nezdinde (üzülerek yazıyor.) komik durumlar düşebilirler. Çünkü çocuklar, anne babalarının yasakladığı erişime arkadaşlarının telefonundan çok kolay ulaşabiliyor artık işte tam da bunun için güvenli kullanım' konusunda ısrarcıyız. Bu alanda kötü amaçlı kullanıcıların kullanımları mutlaka bilinen adıyla. Kişisel bilgilerin açık bir şekilde yazılmasında veya yüksek kaliteli iyi bir fotoğraf paylaşıldığında, kötü amaçlı kullanıcılar bunu kötüye kullanabileceğini yazabilir. Özel hayatın gizliliği mutlaka anlatılmalıdır.

 

 

Ekran, tablet başında geçen uzun saatlerin farklılıklarını da anlatması gerekiyor. Bu, ona elinizin altında olduğunda erişim sağlayabileceğiniz bir teknoloji sadece. Sizi ve çocuklarınızı esir almaya, onların dış dünya ile yabancılaşmasına izin vermemek gerekiyor.

 

Sosyal medyanın finansal durumu ve doğru kullanım hakkında sayfalarca yazılabilir belki.

 

 DİJİTAL AİLE OLMAK

 

Bütün tuvaletler birlikte, sosyal medyanın hırsızlığından da ailemizi mahrum bırakıyorum. Ergenlik çağının veya bu çağın yeni geçmiş çocukları olan bitenleri bilir. Çocuklar artık telefonu "konuşarak iletişim kurma" aracı olarak değil "yazarak iletişim kurma aracı" olarak kullanıyorlar. Farklı programlar ile aynı anda onlarca kişi ve grup ile yazabiliyorlar. Özellikle şehir dışında eğitim gören çocuğu olan ailelerden sıklıkla duyarsınız "Arıyorum açmıyor, geri de dönmüyor." diye. Çünkü yeni nesil konuşmuyor, kesik kısa cümleler ile yazışıyor.

 

Benim de böyle bir tecrübem var. Şehir dışında okuyanların, aramıza 450 km olsa da bir aile ailesini unutmamasını amaçladık. Bütün bu süreçlerden sonra bizim geldiğimiz nokta bir mesajlaşma programı "aile grubu" uygulandı. Telefonlarıma dönüşmeyenler ile artık mesaj grubu sayesinde gün içinde toplam olarak yazıyoruz. Kaçta uyandığını, yemeğinden kaçta gittiğini, kimlerle gezmeye gittiğini biliyorum. O da gün içinde, biz diğer aile fertlerinin neler olduğundan haberdar oldu. Eve kaçta geldiğimizden, küçük kardeşimizi kimin kursa götürdüğünden, yemeği saat kaçta yiyebildiğimizden... Üzerine kıyamet kopan sosyal medya araçları sayesinde biz, aramızda 450 km yol da olsa, gösterilenla büyük bir aileyiz. Çünkü gün içinde ücretsiz iletişim kuruyoruz. Elbette aile olmayı sadece sosyal medya üzerinden yazışmaya indirgemek hata olur, ama bu alanda aile olmaya katkı sağlayabileceği, bağları koparmak yerine güçlendirebileceğini göz ardı etmemeliyiz. Sadece şikayet mi ediyorsunuz? Yoksa avantajlarını kullanıp değişimi yönetecek miyiz? Cevap vermemiz gereken en önemli soru bu bence.

 

ARALIK / 2014